Hizbullah Cemaati Rehberi Edip Gümüş, kurucu rehber Hüseyin Velioğlu'nun şehadetinin 19'uncu yıldönümü ve Hizbullah Cemaati'nin 40'ncı yılı münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Hizbullah Cemaati Rehberi Edip Gümüş, Cemaat'in kurucu rehberi Hüseyin
Velioğlu'nun 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul'da bulunduğu eve yönelik
baskında şehid edilmesi ve Hizbullah Cemaati'nin kuruluşunun 40'ncı yılı
münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Gümüş, mesajında tüm olumsuz şartlara rağmen Hizbullah Cemaatinin 40 yıldır aynı kararlılıkla yoluna devam ettiğini vurguladı.
"Şüphesiz Allah Müminlerden, canlarını ve mallarını, kuşkusuz
karşılığında cennet onların olmak üzere satın almıştır. Onlar Allah
yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler! (Bu), Tevrat'ta,
İncil'de ve Kur'an'da (Allah'ın) kendi üzerine aldığı hak bir va'ddir.
Allah'tan daha çok kim va'dini yerine getirebilir? O halde O'nunla
yaptığınız bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte en büyük kurtuluş
budur!" (Tevbe: 111)" ayetiyle mesajına başlayan Hizbullah Cemaati
Rehberi Gümüş, "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a sonsuz hamd, Peygamber
efendimiz Hz. Muhammed'e, ehli beytine, ashabına ve kıyamete kadar
yolunu sürdüren takipçilerine salat ve selam olsun." dedi.
Bu günün, Hizbullah Cemaatinin Kurucu Rehberi Hüseyin Velioğlu'nun
şehadetinin 19'uncu yıldönümü olduğunu hatırlatan Gümüş, "17 Ocak 2000
tarihi, Şehid Rehberimizin şehadet şerbetini içtiği tarihtir." diye
belirtti.
Gümüş, mesajında, "Yola çıktığımız ilk yıllardan itibaren bu kutlu
yolda genç, yaşlı yüzlerce kardeşimiz şehid olduğu gibi, Rehberimiz de
şehid oldu. Bizim mektebimizde şehadet bir kayıp değil, aksine uhrevi
açıdan büyük bir kazanç ve dünyevi açıdan zaferin müjdecisidir. Bu
münasebetle, bir İslam fedaisi ve Peygamber aşığı olan rehberimizi ve
tüm İslam şehidlerini saygıyla ve rahmetle yâd ediyoruz." ifadelerini
kullandı.
Şehid Rehber'in kendilerine bırakmış olduğu en büyük mirasın, Hizbullah
Cemaati olduğunu söyleyen Gümüş, cemaatinin kuruluşunun 40'ncı yılına
girdiklerini hatırlattı.
"Müslüman toplumu muhafaza etme inanç ve sorumluluğuyla 1979 yılında Hizbullah Cemaati kuruldu"
Bu vesileyle bu uzun süreli mücadelede cemaatin karşılaştığı önemli
sorunlara ve dönüm noktalarına değinen Gümüş, şunları söyledi:
"Genelde İslam coğrafyasında özelde memleketimizde ilhadi ideolojilerin
sistemli bir şekilde yaygınlaştırıldığı, bu ideolojiler aracılığıyla
Müslüman halkların, özellikle de genç nesillerin İslam'dan koparıldığı,
İslam'a karşı yoğun bir savaşın yürütüldüğü, İslam'ın toplumsal hayattan
uzaklaştırılmaya çalışıldığı ve Müslümanların zayıf düştüğü bir
dönemde; İslam davasına sahip çıkma, Müslümanlara hamilik yapma ve
Müslüman toplumu muhafaza etme inanç ve sorumluluğuyla 1979 yılında
Hizbullah Cemaati kuruldu.
"Hizbullah Cemaati 40 yıldır aynı kararlılıkla yoluna devam etmektedir"
Hizbullah Cemaati, tüm olumsuz şartlara ve maddi imkânsızlıklara rağmen
sadece Allah'ın yardımına, mensuplarının ihlas, fedakârlık ve azmine
dayanarak bu kutlu yola koyuldu. 40 yıldır bu yolda aynı kararlılıkla
yoluna devam etmektedir. Bizleri bu günlere ulaştıran Rabbimize sonsuz
şükürler olsun.
Bu 40 yıl elbette kolay geçmedi. İslami mücadele ile geçen bu süre
zarfında pek çok sorun ve sıkıntılarla karşılaştık, çok tehlikeli
badirelerden geçtik. İşkence, zindan, boykot ve muhacereti yaşadık.
İftira, yalan, topyekûn imhaya yönelik saldırı, komplo ve ihanetlere
uğradık. Ancak Allah'ın yardımı ve kardeşlerimizin kararlılığıyla daha
da güçlenerek bugünlere geldik. Bunları bir kaç satıra sığdırmak mümkün
değildir. Her şeye rağmen, yola çıktığımız ilk günkü İslami hassasiyet,
Müslümanların vahdeti ve Ümmetin ikamesine yönelik anlayış ve
yaklaşımımızda istikamet üzere kalmayı bize nasip eden Rabbimize ne
kadar hamd etsek azdır.
"Her türlü ifsad, sindirme ve yozlaştırmaya karşı tebliğ, irşad ve ıslah çalışmalarıyla karşı koymaya çalıştık"
Toplumun İslam'dan uzaklaştırılmasına yönelik yapılan her türlü ifsad,
sindirme ve yozlaştırmaya karşı ilk günden beri kararlı ve kesintisiz
bir şekilde tebliğ, irşad ve ıslah çalışmalarıyla karşı koymaya
çalıştık. Allah'a şükürler olsun ki bu mücadeleyi aynı azim ve
kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz.
Dışarıdaki ve içerideki İslam düşmanı güçlerin himayesinde olan ve
desteğini alan laik, ateist ve militarist yapıların şeytani plan ve
projelerini Müslüman halkımız üzerinde istedikleri gibi ve bütünü ile
hâkim kılmalarına gücümüz nispetinde karşı durduk ve hedeflerine
ulaşmalarına fırsat vermedik.
Mücadele tarihimiz boyunca nesillerimizin imanına yönelmiş ilhadi şer
güçlerin tarihimizi istedikleri yönde şekillendirmelerine yol
vermediğimizi, toplumun manevi değerlerinin ve asıl kimliğinin
aşındırılması faaliyetlerine büyük oranda engel olduğumuzu rahatlıkla
söyleyebiliriz.
"Emperyalistlerin ve Siyonistlerin planlarına çomak soktuğumuz için çok yönlü saldırılara uğradık"
Bir yandan İslam düşmanlarının planlarını uygulamalarına engel olmaya,
diğer yandan ise İslami değerleri toplumda yeniden ihya etmeye,
halkımızın bilinçlenmesine ve İslam'a yönelmiş tehlikelere karşı güç
haline gelmeye yönelik sürekli bir faaliyet içinde olduk.
Emperyalistlerin ve Siyonistlerin ileriye yönelik planlarına çomak
soktuğumuz için içerden ve dışarıdan İslam düşmanlarının çok yönlü
saldırılarına uğradık. Daha ilk yıllardan itibaren çok yönlü iftira,
karalama, tehdit, engelleme ve en son olarak da fiili saldırı, işkence,
hapis, yargısız infaz ve türlü türlü komplolarla imha edilmeye
çalışıldık.
"Asıl hedefimiz toplumun ıslahına ve ebedi kurtuluşuna vesile olmaktır"
Bütün bunlara rağmen istikametimizi, kararlılığımızı ve uğruna mücadele
ettiğimiz değerleri muhafaza etmeye çalıştık. Her türlü yalan ve
iftiraya maruz kaldığımız halde kimseye iftira atmadık. Nice
haksızlıklara uğrayıp hiçbir ölçü tanımadan canımıza ve malımıza
saldırılar yapıldığı halde sabırla metanetimizi koruduk. Her zaman
Kur'an ve Sünneti esas alarak Allah'ın rızasına uygun hareket etme
gayretinde olduk ve inşallah bundan sonra da bu gayretimizi sürdürmeye
devam edeceğiz. Bizim hedefimiz dünyevi ve nefsi makamlar elde etmek
değildir. Bizim asıl hedefimiz Rabbimize karşı kulluk vazifemizi
hakkıyla yerine getirmeye çalışmak, bu dünya imtihanımızı O'nun razı
olacağı şekilde sonlandırmak, üzerimizdeki sorumluluğu yerine getirerek
toplumun ıslahına ve ebedi kurtuluşuna vesile olmaktır.
"Hizbullah Cemaati mücadele tarihi boyunca bir şehidler kervanı oluşturmuştur"
Hizbullah cemaati mücadele tarihi boyunca yetiştirdiği ve davaya feda
ettiği mensuplarından adeta bir şehidler kervanı oluşturmuştur.
Rehberinden, çocuk yaştaki Ali'ye, İslam âlimi Şeyh Zeki'ye, gözü pek
genç Muhammed Ata'ya, Xaltiya Zeynep'e varıncaya kadar küçüğünden
büyüğüne, erkeğinden kadınına çok sayıda şehidler vermiş ve bu anlamda
Allah'ın kitabını ve Peygamber'inin sünnetini hayatında ölçü ve esas
almış bir şehadet mektebidir.
Cemaat olarak; toplumumuzun maddi-manevi kalkınmasına, değerlerimizin
korunmasına, İslami örf, gelenek ve adetlerin devam ettirilmesine
mukabil bize ait olmayan ve halkımıza dayatılan gayri İslami her
girişime karşı tedbir geliştirmeye, gençlerimizi korumaya, halkımızı
bilinçlendirmeye gayret ettik.
Bu anlamda eğitim ve ıslah çalışmalarını sürekli bir şekilde devam
ettirdik. Eğitimimiz salt teorik ve monoton kültürel bir çalışmadan
ziyade, gerek ferdi, gerek ailevi, gerekse içtimai hayatın İslam'a uygun
hale gelmesini pratikte hedefleyen bir eğitimdir. Çünkü eğitimdeki
hedefimiz, Müslüman fert, Müslüman aile ve Müslüman toplum
oluşturmaktır.
"Her kesime hitap eden İslami eğitim çalışmalarına ağırlık verdik"
Bir yandan toplumun eğitimi ile meşgul olurken diğer yandan toplumdaki
fakirlik, cehalet ve ihtilaflarla mücadeleden de geri durmadık.
Rabbimize hamd olsun ki bu konuda ciddi mesafeler kat ettik. Gerek
şehirlerde gerekse de kırsalda insanlarımızın ihtiyaçlarını
karşılayabilecek ve her kesime hitap eden İslami eğitim çalışmalarına
ağırlık verdik. Aynı zamanda kadınların bu eğitimden mahrum kalmaması
için de önemli ve gerekli adımlar attık.
"Aile hayatının korunmasına yönelik özel çabalar içerisinde olduk"
Ahlaki yozlaşmaya karşı durduk. Azgınlık, çıplaklık ve sefihlikle çok
ciddi bir mücadele içerisinde bulunduk. Gerek Kemalist sistemin gerekse
emperyalist amaçlar için çalışan İslam düşmanlarının bu yöndeki
çalışmalarına karşı, tesettürün yaygınlaştırılmasına ve toplumumuzun
inanç, ahlak ve örfi değerlerine uygun olarak şekillenmiş aile hayatının
korunmasına yönelik özel çabalar içerisinde olduk.
"İfsad şebekelerini deşifre etmeye ve zararlarını asgariye indirmeye gayret sarf ettik"
Derin yapıların gençleri tuzağa düşürmek amacıyla programlı bir şekilde
yaymaya çalıştığı fuhuş ve rezilliklere karşı yeri geldiğinde bedeller
ödeyerek karşı koyduk. Toplumu kendi öz benliğinden koparmaya yönelik
yapılan ahlak dışı etkinlik ve organizasyonlara engel olmaya çalıştık.
İslam düşmanı organize yapıların ifsada yönelik içki, kumar, uyuşturucu
ve fuhşu yaymasına karşılık birçok sıkıntıyı göğüsleyerek gençlerimizi
muhafaza etmeye çalıştık. Bununla birlikte söz konusu ifsad şebekelerini
deşifre etmeye ve zararlarını asgariye indirmeye gayret sarf ettik. Bu
uğurda şehidler verdik.
"İçerideki ve dışarıdaki İslam düşmanlarının hedefi haline geldik/getirildik"
Toplumun ıslahına yönelik emri bilmaruf ve nehyi anilmünker görevini
yerine getirmeye çalışırken, içerideki ve dışarıdaki İslam düşmanlarının
hedefi haline geldik/getirildik. Üzerimize tehdit ve şantajlarla
sürülen mülhid örgüt, kardeşlerimizin direnişi ve meşru müdafaaları
karşısında önemli oranda bozguna uğradı. Bunun üzerine derin yapı
mensuplarının kontrollerindeki basın kuruluşları devlet imkânlarını da
arkalarına alarak topyekûn bir iftira ve karalama propagandasına
başladılar. Bunun akabinde gözaltı, işkence ve tutuklama furyası ile
karşı karşıya kaldık.
"Kardeşlerimizden yüzlercesi hâlâ cezaevlerinde hukuksuz bir şekilde tutulmaktadır"
40 yıllık mücadelede yüzlerce şehidin yanı sıra, binlerce insanımız
işkenceden geçirildi, kaçırılan bazı kardeşlerimizin cesetlerine dahi
ulaşılamazken, bazıları yargısız infazlarla vahşice şehid edildi.
Binlercesi tutuklanıp zindanların türlü eziyetlerine uğratılan
kardeşlerimizden yüzlercesi hâlâ cezaevlerinde hukuksuz bir şekilde
tutulmaktadır. Bu vesileyle zindandaki kardeşlerimizin gösterdikleri
İslami duruş ve metanetlerini takdir ediyor, onları saygıyla
selamlıyoruz.
"90'lı yıllardaki vahşi saldırıları bile aratan bu vahşete karşı sessiz kalamazdık ve kalmadık"
6-8 Ekim 2014 tarihinde Müslümanlara yönelik tamamen sindirmeye ve
İslam davasını boğmaya yönelik bir vahşet sergilendi. Sakallı olduğu
için yaşlı-genç dindar insanlarımız, örtülü olduğu için kadınlarımız ve
savaşlarda dahi dokunulmaz olduğu halde cami ve Kur'an kurslarımız büyük
bir saldırıya uğradı. 90'lı yıllardaki vahşi saldırıları bile aratan bu
vahşete karşı sessiz kalamazdık ve kalmadık. Emperyalist güçlerin
ajandasına uygun bir şekilde gerçekleştirilen bu saldırılar karşısında
halkımızın yanında olduk, onlara yapılan saldırıları kendimize yapılmış
kabul ettik ve bedel ödemeyi göze alarak imkânlarımız dâhilinde karşı
durduk.
"Emperyalist güçlere güvenerek hareket edenler büyük bir gaflet ve hıyanet içerisindedirler"
Hizbullah Cemaati olarak ilk günden bu güne kadar İslam Coğrafyasındaki
sorunların ümmetin iç meselesi olduğunu, bunların kendi içimizde
halledilmesi gerektiğini, emperyalist güçlerin müdahalesine imkân ve
fırsat verilmemesini söyledik ve bu istikamette çabaladık. Gelinen
aşamada emperyalistleri arkalarına alarak bu coğrafyada hâkimiyet
kurmaya çalışanların topraklarımıza kan, gözyaşı, acı ve zulümden başka
bir şey getirmedikleri ortadadır. Bundan dolayı emperyalist güçlere
güvenerek hareket edenler büyük bir gaflet ve hıyanet içerisindedirler.
"40 yıllık tecrübe ve kadrolarımızla Kudüs'ün kurtuluşu uğruna ödenecek her bedele hazır olduğumuzu ilan ediyoruz"
Müslümanların ilk kıblesi Kudüs, bütün Müslümanlar için olduğu gibi
bizim için de özel bir öneme haiz olup kırmızı çizgimizdir. Bunu sürekli
olarak dile getirerek Müslümanlar arasında duyarlılık oluşturmaya
çalıştık. Ayrıca İslam Coğrafyasının güvenliğinin Kudüs'ün güvenliğinden
geçtiği inancıyla Kudüs'ün kurtuluşu için ne gerekiyorsa yapılması
hususunda Müslümanlara çağrıda bulunuyoruz.
İslam ülkelerinin idarecilerine ve tüm İslami yapılara çağrımız, tarihi
düşmanlarımızla işbirliği yapmaktan uzak durmaları ve kendi aramızdaki
kısır çatışma ve çekişmelerden vazgeçerek bizi yok etmeye çalışan İslam
düşmanı siyonistleri bu topraklardan söküp atmak için bir araya gelip
bütün imkânları seferber etmeleridir. Biz de 40 yıllık tecrübe, birikim,
imkân ve kadrolarımızla Kudüs'ün kurtuluşu uğruna ödenecek her bedele
hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Bu konuda atılacak hiç bir adımdan geri
kalmayacağız, bu uğurda çalışan şahıs, cemaat, örgüt, kurum ve
devletlere destek olmayı da bir görev bilmekteyiz.
Aynı şekilde dünyanın her tarafında katledilen, zulme uğrayan ve
topraklarından sürülen bütün Müslüman halkların yaralarına bir nebze de
olsa merhem olmak için imkânlarımız dâhilinde katkı vermeye hazır
olduğumuzu beyan ediyoruz.
"Her bir Müslüman kendi kavmi için hak gördüğünü Müslüman Kürd kardeşleri için de hak görmelidir"
Bütün Müslümanlar kardeştir. Türk, Kürd, Fars, Arap vs. hangi kavimden
olursa olsun Müslümanlar bir tarağın dişleri gibidirler. Müslüman
kavimlerin hepsi İslam dairesi içerisinde dilini, geleneğini ve örfünü
yaşatma hakkına sahiptirler. Birinin ötekine üstünlüğü yoktur. Kürdler
de Müslüman halklardan bir halktır. Başka halkların sahip olduğu insani
ve İslami bütün haklara sahip olmalıdırlar. Etnik aidiyeti ne olursa
olsun, her bir Müslüman adil şahitlik bilinciyle davranmalı, kendi kavmi
için hak gördüğünü Müslüman Kürd kardeşleri için de hak görmelidir.
Cemaatimiz; Kürdlerin İslam'dan uzaklaştırılmaması, kâfirlerin kucağına
itilmemesi ve oyunlarına alet edilmemesi için elinden gelen bütün
çabayı sarf edecektir. Bütün Müslüman idareci, İslami camia ve
şahsiyetlerden de bunu bekliyor ve böyle hareket etmeyi İslami bir
sorumluluk olarak görüyoruz.
"Şerleri defetmek, kâfir, zalim ve fasıkların tuzaklarını boşa çıkarmak için güçlü ve hazırlıklı olmalıyız"
Bu güne kadar karanlık derin yapılar, tüm imkânlarını kullanarak davaya
darbe vurmaya veya engel olmaya çalışmışlardır. Ancak ne bu karanlık
yapılar ne de bunların tuzağına düşenler amaçlarına ulaşamamışlardır.
Aynı şeklide insi ve cinni şeytanların oyununa gelip bilinçli ya da
bilinçsiz ihanet edenler, davayı bölmeye çalışanlar veya zaafiyet
gösterenler de arzu ve hedeflerine ulaşamadıkları gibi kendi
ahiretlerini de tehlikeye atmışlardır. İslam davası kutsal bir davadır.
Şerleri defetmek, kâfir, zalim ve fasıkların tuzaklarını boşa çıkarmak,
hâkimiyetlerine son vermek için güçlü ve hazırlıklı olmalıyız.
Müslümanlar ümmet şuuruyla hareket etmeli, tefrikadan uzaklaşıp vahdeti
sağlamalıdırlar. İslam ümmetinin vahdeti Müslümanların en büyük gayesi
olmalıdır.
Rabbimiz küçük büyük, bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm taksiratlarımızı
affetsin, istikametimizi, birliğimizi ve dirliğimizi muhafaza etsin,
gayretlerimizi kendisi için kabul etsin.
Allah'a emanet olun
Kardeşiniz Edip Gümüş."
Hizbullah Cemaati Rehberi Edip Gümüş'ün mesajının tam metni:
Bismillahirrahmanirrahim
"Şüphesiz Allah Müminlerden, canlarını ve mallarını, kuşkusuz
karşılığında cennet onların olmak üzere satın almıştır. Onlar Allah
yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler! (Bu), Tevrat'ta,
İncil'de ve Kur'an'da (Allah'ın) kendi üzerine aldığı hak bir va'ddir.
Allah'tan daha çok kim va'dini yerine getirebilir? O halde O'nunla
yaptığınız bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte en büyük kurtuluş
budur!" (Tevbe: 111)
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a sonsuz hamd, Peygamber efendimiz Hz.
Muhammed'e, ehli beytine, ashabına ve kıyamete kadar yolunu sürdüren
takipçilerine salat ve selam olsun.
Bugün, Cemaatimizin kurucu rehberi Hüseyin Velioğlu'nun şehadetinin 19.
yıldönümü. 17 Ocak 2000 tarihi, Şehid Rehberimizin şehadet şerbetini
içtiği tarihtir.
Yola çıktığımız ilk yıllardan itibaren bu kutlu yolda genç, yaşlı
yüzlerce kardeşimiz şehid olduğu gibi, Rehberimiz de şehid oldu. Bizim
mektebimizde şehadet bir kayıp değil, aksine uhrevi açıdan büyük bir
kazanç ve dünyevi açıdan zaferin müjdecisidir. Bu münasebetle, bir İslam
fedaisi ve Peygamber aşığı olan rehberimizi ve tüm İslam şehidlerini
saygıyla ve rahmetle yâd ediyoruz.
Şehid rehberimizin bize bırakmış olduğu en büyük miras, cemaatimizdir.
Hizbullah Cemaatinin kuruluşunun 40. yılına girdik. Bu vesileyle bu uzun
süreli mücadelesinde cemaatimizin karşılaştığı önemli sorunlara ve
dönüm noktalarına kısaca değinmek istiyoruz.
Genelde İslam coğrafyasında özelde memleketimizde ilhadi ideolojilerin
sistemli bir şekilde yaygınlaştırıldığı, bu ideolojiler aracılığıyla
Müslüman halkların, özellikle de genç nesillerin İslam'dan koparıldığı,
İslam'a karşı yoğun bir savaşın yürütüldüğü, İslam'ın toplumsal hayattan
uzaklaştırılmaya çalışıldığı ve Müslümanların zayıf düştüğü bir
dönemde; İslam davasına sahip çıkma, Müslümanlara hamilik yapma ve
Müslüman toplumu muhafaza etme inanç ve sorumluluğuyla 1979 yılında
Hizbullah Cemaati kuruldu.
Hizbullah Cemaati, tüm olumsuz şartlara ve maddi imkânsızlıklara rağmen
sadece Allah'ın yardımına, mensuplarının ihlas, fedakârlık ve azmine
dayanarak bu kutlu yola koyuldu. 40 yıldır bu yolda aynı kararlılıkla
yoluna devam etmektedir. Bizleri bu günlere ulaştıran Rabbimize sonsuz
şükürler olsun.
Bu 40 yıl elbette kolay geçmedi. İslami mücadele ile geçen bu süre
zarfında pek çok sorun ve sıkıntılarla karşılaştık, çok tehlikeli
badirelerden geçtik. İşkence, zindan, boykot ve muhacereti yaşadık.
İftira, yalan, topyekûn imhaya yönelik saldırı, komplo ve ihanetlere
uğradık. Ancak Allah'ın yardımı ve kardeşlerimizin kararlılığıyla daha
da güçlenerek bugünlere geldik. Bunları bir kaç satıra sığdırmak mümkün
değildir. Her şeye rağmen, yola çıktığımız ilk günkü İslami hassasiyet,
Müslümanların vahdeti ve Ümmetin ikamesine yönelik anlayış ve
yaklaşımımızda istikamet üzere kalmayı bize nasip eden Rabbimize ne
kadar hamd etsek azdır.
Toplumun İslam'dan uzaklaştırılmasına yönelik yapılan her türlü ifsad,
sindirme ve yozlaştırmaya karşı ilk günden beri kararlı ve kesintisiz
bir şekilde tebliğ, irşad ve ıslah çalışmalarıyla karşı koymaya
çalıştık. Allah'a şükürler olsun ki bu mücadeleyi aynı azim ve
kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz.
Dışarıdaki ve içerideki İslam düşmanı güçlerin himayesinde olan ve
desteğini alan laik, ateist ve militarist yapıların şeytani plan ve
projelerini Müslüman halkımız üzerinde istedikleri gibi ve bütünü ile
hâkim kılmalarına gücümüz nispetinde karşı durduk ve hedeflerine
ulaşmalarına fırsat vermedik.
Mücadele tarihimiz boyunca nesillerimizin imanına yönelmiş ilhadi şer
güçlerin tarihimizi istedikleri yönde şekillendirmelerine yol
vermediğimizi, toplumun manevi değerlerinin ve asıl kimliğinin
aşındırılması faaliyetlerine büyük oranda engel olduğumuzu rahatlıkla
söyleyebiliriz.
Bir yandan İslam düşmanlarının planlarını uygulamalarına engel olmaya,
diğer yandan ise İslami değerleri toplumda yeniden ihya etmeye,
halkımızın bilinçlenmesine ve İslam'a yönelmiş tehlikelere karşı güç
haline gelmeye yönelik sürekli bir faaliyet içinde olduk.
Emperyalistlerin ve Siyonistlerin ileriye yönelik planlarına çomak
soktuğumuz için içerden ve dışarıdan İslam düşmanlarının çok yönlü
saldırılarına uğradık. Daha ilk yıllardan itibaren çok yönlü iftira,
karalama, tehdit, engelleme ve en son olarak da fiili saldırı, işkence,
hapis, yargısız infaz ve türlü türlü komplolarla imha edilmeye
çalışıldık.
Bütün bunlara rağmen istikametimizi, kararlılığımızı ve uğruna mücadele
ettiğimiz değerleri muhafaza etmeye çalıştık. Her türlü yalan ve
iftiraya maruz kaldığımız halde kimseye iftira atmadık. Nice
haksızlıklara uğrayıp hiçbir ölçü tanımadan canımıza ve malımıza
saldırılar yapıldığı halde sabırla metanetimizi koruduk. Her zaman
Kur'an ve Sünneti esas alarak Allah'ın rızasına uygun hareket etme
gayretinde olduk ve inşallah bundan sonra da bu gayretimizi sürdürmeye
devam edeceğiz. Bizim hedefimiz dünyevi ve nefsi makamlar elde etmek
değildir. Bizim asıl hedefimiz Rabbimize karşı kulluk vazifemizi
hakkıyla yerine getirmeye çalışmak, bu dünya imtihanımızı O'nun razı
olacağı şekilde sonlandırmak, üzerimizdeki sorumluluğu yerine getirerek
toplumun ıslahına ve ebedi kurtuluşuna vesile olmaktır.
Hizbullah cemaati mücadele tarihi boyunca yetiştirdiği ve davaya feda
ettiği mensuplarından adeta bir şehidler kervanı oluşturmuştur.
Rehberinden, çocuk yaştaki Ali'ye, İslam âlimi Şeyh Zeki'ye, gözü pek
genç Muhammed Ata'ya, Xaltiya Zeynep'e varıncaya kadar küçüğünden
büyüğüne, erkeğinden kadınına çok sayıda şehidler vermiş ve bu anlamda
Allah'ın kitabını ve Peygamber'inin sünnetini hayatında ölçü ve esas
almış bir şehadet mektebidir.
Cemaat olarak; toplumumuzun maddi-manevi kalkınmasına, değerlerimizin
korunmasına, İslami örf, gelenek ve adetlerin devam ettirilmesine
mukabil bize ait olmayan ve halkımıza dayatılan gayri İslami her
girişime karşı tedbir geliştirmeye, gençlerimizi korumaya, halkımızı
bilinçlendirmeye gayret ettik.
Bu anlamda eğitim ve ıslah çalışmalarını sürekli bir şekilde devam
ettirdik. Eğitimimiz salt teorik ve monoton kültürel bir çalışmadan
ziyade, gerek ferdi, gerek ailevi, gerekse içtimai hayatın İslam'a uygun
hale gelmesini pratikte hedefleyen bir eğitimdir. Çünkü eğitimdeki
hedefimiz, Müslüman fert, Müslüman aile ve Müslüman toplum
oluşturmaktır.
Bir yandan toplumun eğitimi ile meşgul olurken diğer yandan toplumdaki
fakirlik, cehalet ve ihtilaflarla mücadeleden de geri durmadık.
Rabbimize hamd olsun ki bu konuda ciddi mesafeler kat ettik. Gerek
şehirlerde gerekse de kırsalda insanlarımızın ihtiyaçlarını
karşılayabilecek ve her kesime hitap eden İslami eğitim çalışmalarına
ağırlık verdik. Aynı zamanda kadınların bu eğitimden mahrum kalmaması
için de önemli ve gerekli adımlar attık.
Ahlaki yozlaşmaya karşı durduk. Azgınlık, çıplaklık ve sefihlikle çok
ciddi bir mücadele içerisinde bulunduk. Gerek Kemalist sistemin gerekse
emperyalist amaçlar için çalışan İslam düşmanlarının bu yöndeki
çalışmalarına karşı, tesettürün yaygınlaştırılmasına ve toplumumuzun
inanç, ahlak ve örfi değerlerine uygun olarak şekillenmiş aile hayatının
korunmasına yönelik özel çabalar içerisinde olduk.
Derin yapıların gençleri tuzağa düşürmek amacıyla programlı bir şekilde
yaymaya çalıştığı fuhuş ve rezilliklere karşı yeri geldiğinde bedeller
ödeyerek karşı koyduk. Toplumu kendi öz benliğinden koparmaya yönelik
yapılan ahlak dışı etkinlik ve organizasyonlara engel olmaya çalıştık.
İslam düşmanı organize yapıların ifsada yönelik içki, kumar, uyuşturucu
ve fuhşu yaymasına karşılık birçok sıkıntıyı göğüsleyerek gençlerimizi
muhafaza etmeye çalıştık. Bununla birlikte söz konusu ifsad şebekelerini
deşifre etmeye ve zararlarını asgariye indirmeye gayret sarf ettik. Bu
uğurda şehidler verdik.
Toplumun ıslahına yönelik emri bilmaruf ve nehyi anilmünker görevini
yerine getirmeye çalışırken, içerideki ve dışarıdaki İslam düşmanlarının
hedefi haline geldik/getirildik. Üzerimize tehdit ve şantajlarla
sürülen mülhid örgüt, kardeşlerimizin direnişi ve meşru müdafaaları
karşısında önemli oranda bozguna uğradı. Bunun üzerine derin yapı
mensuplarının kontrollerindeki basın kuruluşları devlet imkânlarını da
arkalarına alarak topyekûn bir iftira ve karalama propagandasına
başladılar. Bunun akabinde gözaltı, işkence ve tutuklama furyası ile
karşı karşıya kaldık.
40 yıllık mücadelede yüzlerce şehidin yanı sıra, binlerce insanımız
işkenceden geçirildi, kaçırılan bazı kardeşlerimizin cesetlerine dahi
ulaşılamazken, bazıları yargısız infazlarla vahşice şehid edildi.
Binlercesi tutuklanıp zindanların türlü eziyetlerine uğratılan
kardeşlerimizden yüzlercesi hala cezaevlerinde hukuksuz bir şekilde
tutulmaktadır. Bu vesileyle zindandaki kardeşlerimizin gösterdikleri
İslami duruş ve metanetlerini takdir ediyor, onları saygıyla
selamlıyoruz.
6-8 Ekim 2014 tarihinde Müslümanlara yönelik tamamen sindirmeye ve
İslam davasını boğmaya yönelik bir vahşet sergilendi. Sakallı olduğu
için yaşlı-genç dindar insanlarımız, örtülü olduğu için kadınlarımız ve
savaşlarda dahi dokunulmaz olduğu halde cami ve Kur'an kurslarımız büyük
bir saldırıya uğradı. 90'lı yıllardaki vahşi saldırıları bile aratan bu
vahşete karşı sessiz kalamazdık ve kalmadık. Emperyalist güçlerin
ajandasına uygun bir şekilde gerçekleştirilen bu saldırılar karşısında
halkımızın yanında olduk, onlara yapılan saldırıları kendimize yapılmış
kabul ettik ve bedel ödemeyi göze alarak imkânlarımız dâhilinde karşı
durduk.
Hizbullah Cemaati olarak ilk günden bu güne kadar İslam Coğrafyasındaki
sorunların ümmetin iç meselesi olduğunu, bunların kendi içimizde
halledilmesi gerektiğini, emperyalist güçlerin müdahalesine imkân ve
fırsat verilmemesini söyledik ve bu istikamette çabaladık. Gelinen
aşamada emperyalistleri arkalarına alarak bu coğrafyada hâkimiyet
kurmaya çalışanların topraklarımıza kan, gözyaşı, acı ve zulümden başka
bir şey getirmedikleri ortadadır. Bundan dolayı emperyalist güçlere
güvenerek hareket edenler büyük bir gaflet ve hıyanet içerisindedirler.
Müslümanların ilk kıblesi Kudüs, bütün Müslümanlar için olduğu gibi
bizim için de özel bir öneme haiz olup kırmızı çizgimizdir. Bunu sürekli
olarak dile getirerek Müslümanlar arasında duyarlılık oluşturmaya
çalıştık. Ayrıca İslam Coğrafyasının güvenliğinin Kudüs'ün güvenliğinden
geçtiği inancıyla Kudüs'ün kurtuluşu için ne gerekiyorsa yapılması
hususunda Müslümanlara çağrıda bulunuyoruz.
İslam ülkelerinin idarecilerine ve tüm İslami yapılara çağrımız, tarihi
düşmanlarımızla işbirliği yapmaktan uzak durmaları ve kendi aramızdaki
kısır çatışma ve çekişmelerden vazgeçerek bizi yok etmeye çalışan İslam
düşmanı Siyonistleri bu topraklardan söküp atmak için bir araya gelip
bütün imkânları seferber etmeleridir. Biz de 40 yıllık tecrübe, birikim,
imkân ve kadrolarımızla Kudüs'ün kurtuluşu uğruna ödenecek her bedele
hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Bu konuda atılacak hiç bir adımdan geri
kalmayacağız, bu uğurda çalışan şahıs, cemaat, örgüt, kurum ve
devletlere destek olmayı da bir görev bilmekteyiz.
Aynı şekilde dünyanın her tarafında katledilen, zulme uğrayan ve
topraklarından sürülen bütün Müslüman halkların yaralarına bir nebze de
olsa merhem olmak için imkânlarımız dâhilinde katkı vermeye hazır
olduğumuzu beyan ediyoruz.
Bütün Müslümanlar kardeştir. Türk, Kürd, Fars, Arap vs. hangi kavimden
olursa olsun Müslümanlar bir tarağın dişleri gibidirler. Müslüman
kavimlerin hepsi İslam dairesi içerisinde dilini, geleneğini ve örfünü
yaşatma hakkına sahiptirler. Birinin ötekine üstünlüğü yoktur. Kürdler
de Müslüman halklardan bir halktır. Başka halkların sahip olduğu insani
ve İslami bütün haklara sahip olmalıdırlar. Etnik aidiyeti ne olursa
olsun, her bir Müslüman adil şahitlik bilinciyle davranmalı, kendi kavmi
için hak gördüğünü Müslüman Kürd kardeşleri için de hak görmelidir.
Cemaatimiz; Kürdlerin İslam'dan uzaklaştırılmaması, kâfirlerin kucağına
itilmemesi ve oyunlarına alet edilmemesi için elinden gelen bütün
çabayı sarf edecektir. Bütün Müslüman idareci, İslami camia ve
şahsiyetlerden de bunu bekliyor ve böyle hareket etmeyi İslami bir
sorumluluk olarak görüyoruz.
Bu güne kadar karanlık derin yapılar, tüm imkânlarını kullanarak davaya
darbe vurmaya veya engel olmaya çalışmışlardır. Ancak ne bu karanlık
yapılar ne de bunların tuzağına düşenler amaçlarına ulaşamamışlardır.
Aynı şeklide insi ve cinni şeytanların oyununa gelip bilinçli ya da
bilinçsiz ihanet edenler, davayı bölmeye çalışanlar veya zaafiyet
gösterenler de arzu ve hedeflerine ulaşamadıkları gibi kendi
ahiretlerini de tehlikeye atmışlardır. İslam davası kutsal bir davadır.
Şerleri defetmek, kâfir, zalim ve fasıkların tuzaklarını boşa çıkarmak,
hâkimiyetlerine son vermek için güçlü ve hazırlıklı olmalıyız.
Müslümanlar ümmet şuuruyla hareket etmeli, tefrikadan uzaklaşıp vahdeti
sağlamalıdırlar. İslam ümmetinin vahdeti Müslümanların en büyük gayesi
olmalıdır.
Rabbimiz küçük büyük, bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm taksiratlarımızı
affetsin, istikametimizi, birliğimizi ve dirliğimizi muhafaza etsin,
gayretlerimizi kendisi için kabul etsin.
Allah'a emanet olun
Kardeşiniz Edip Gümüş
Post Top Ad
17 Ocak 2019 Perşembe
Home
17 Ocak ve Hizbullah Cemaati'nin 40'ncı yılı mesajı
17Ocak
17Ocak2000
Edip Gümüş
Hizbullah Cemaati
Hüseyin Velioğlu
islamiMucadele
ŞehidRehber
ŞehidRehberiRahmetleAnıyoruz
17 Ocak ve Hizbullah Cemaati'nin 40'ncı yılı mesajı
17 Ocak ve Hizbullah Cemaati'nin 40'ncı yılı mesajı
Tags
# 17 Ocak ve Hizbullah Cemaati'nin 40'ncı yılı mesajı
# 17Ocak
# 17Ocak2000
# Edip Gümüş
# Hizbullah Cemaati
# Hüseyin Velioğlu
# islamiMucadele
# ŞehidRehber
# ŞehidRehberiRahmetleAnıyoruz
Share This
[✏️]-Hüseyni Gölge
ŞehidRehberiRahmetleAnıyoruz
Etiketler:
17 Ocak ve Hizbullah Cemaati'nin 40'ncı yılı mesajı,
17Ocak,
17Ocak2000,
Edip Gümüş,
Hizbullah Cemaati,
Hüseyin Velioğlu,
islamiMucadele,
ŞehidRehber,
ŞehidRehberiRahmetleAnıyoruz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Post Bottom Ad
Sitemizdeki bilgiler,bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder